Sosyal Medya

TARİH

Afrika Boynuzu’nda Bir İslam Sultanlığı: Ajuran Sultanlığının Tarihi

Mohamed Ali Said

Tarih boyunca, Somali ve Afrika Boynuzu bölgesinde çeşitli sultanlık ve krallık sistemleri egemen olmuştur. Bu yapılar genellikle Müslüman sultanlar tarafından yönetilmiştir, bu da zaman zaman Hristiyan Etiyopyalılar ile zamanında Batı’nın en güçlü devletleri arasında mücadeleye neden olmuştur. Bu devletlerden bazıları Ifât Sultanlığı, Dawaro Sultanlığı, Arabini Sultanlığı, Hayda Sultanlığı, Bali Sultanlığı, Adal Sultanlığı ve burada incelenen Ajuran Sultanlığı’dır.

Ajuran Krallığı, Orta Çağ’da Somali’yi yöneten bir Somali Sultanlığı olarak bilinir. Egemenlikleri Etiyopya ve Kenya bölgelerine de yayılmıştır. Tarihçiler, Ajuran Krallığı’nın Güney Afrika’da bulunan Mozambik’teki “Sofala” bölgesine kadar ulaştığını kaydetmektedirler. Ayrıca, Ajuran Krallığı’nın Maldivler’de bir monarşi kurduğu belirtilmektedir. Tarihçilerin araştırmalarına göre, Ajuran Krallığı, Afrika ile Çin arasında ilk diplomatik ilişkileri kuran ve aynı zamanda Asya ve Avrupa ülkeleriyle ticaret yapan ilk devlettir. Tarihçilerin analizine göre, güçlü bir askeri donanıma sahip olan Ajuran Krallığı, özellikle Portekizlilere ve Etiyopyalılara karşı Somali’de en büyük güç olarak bilinmektedir. Ayrıca, bu dönemde Somali halkının otoritesini ellerinden alan kapsamlı bir yönetim sistemi başlatmıştır.

Ajuran İmparatorluğu’nun Oluşumu: Kökenleri ve Başlangıç Süreci

Ajuran Sultanlığı, “Ajuran” olarak bilinen Kral Şeyh Muhammed Alam Balad tarafından kurulmuştur. Sultanlığın bayrağının renkleri mor ve mavi olarak bilinmektedir.

Ajuran Sultanlığı’nın hüküm sürdüğü dönemde, Merca, Barawa, Kismayo ve Brava gibi çeşitli Somali şehirleri ve bölgeleri sultanlığın egemenliği altına alınmıştır. Bu şehirler, sultanlık içinde yönetim, ticaret ve kültürel alışverişin önemli merkezleri olarak hizmet etmiştir. Bazı tarihçiler, Somali’nin orta bölgelerinde bulunan Mareeg’in Ajuran Sultanlığı için alternatif veya ikincil bir başkent olarak hizmet ettiğini iddia etmektedirler. Mogadişu’nun yaygın bir şekilde başkent olarak kabul edilmesine rağmen, Mareeg, imparatorluğun yönetimi ve idaresinde özellikle belirli dönemlerde önemli bir rol oynamıştır. Mareeg’in stratejik konumu ve ekonomik önemi, onu Ajuraan Sultanlığı içinde ticaret, kültür ve siyasi faaliyetler için kritik bir merkez haline getirmiştir. Ancak, Mareeg’in başkent olarak kesin rolü ve statüsü hakkındaki tartışmalar ve yorumlar akademik bir konudur.

Ajuraan Sultanlığı, Somali bölgesi ve Afrika’nın Boynuzu’nda tam anlamıyla hakimiyet kurmasa da, ondan önce Mogadişu Sultanlığı gelmekteydi. Mogadişu Sultanlığı, sadece Mogadişu ve çevresini kapsayan sınırlı bir alana hükmediyordu ve Ajuran Sultanlığı’na bağlıydı. Bu sultanlık, Ajuran Sultanlığı’ndan gelen aile üyeleri tarafından kurulmuştur. Somali’de genişleyen Sultanlık, aynı aileden gelen Mogadişu Sultanlığı’nın da genişlemesine öncülük etmiştir.

Mogadişu Sultanlığı, önemli bir ticari merkez haline geldikten sonra, kendi ticari menfaatleri açısından mühim olarak değerlendirdiği Doğu Afrika sahilindeki bazı şehirleri savaş yapmadan ele geçirmişti. On dördüncü yüzyıl başlarında, Mogadişu Sultanlığı Marka, Barawa ve bugün Mozambik sınırları içinde yer alan ve en çok altın gelirine sahip Sufala şehirlerine hükmeden güçlü bir ülke haline gelmişti. On beşinci yüzyıl sonunda, Hindistan’dan dönen Amiral Vasco de Gama önderliğindeki Portekiz deniz filosu Umman, Yemen ve Doğu Afrika Müslüman sahil kentlerinden farklı olarak Mogadişu’ya barışçıl şekilde girmeyi başaramayınca şehri top ateşine tuttu. Daha önce bütün Doğu Afrika sahil şehirlerini işgal eden Portekizliler, Somalililer’in bu başarılı mukavemeti sayesinde Mogadişu’yu işgal edemediler. Vasco de Gama Mogadişu hakkında “çok katlı beyaz evleri olan, büyük bir şehir olduğunu” yazdı.

Mogadişu Sultanlığı’nın adı, idari sistemde meydana gelen önemli bir değişiklik sonrasında değiştirilmiştir. Vergi sisteminin uygulanmasıyla birlikte, Ajuran Sultanlığı ilk kez Ajuran adını almıştır. Siyasi açıdan değerlendirildiğinde, Ajuran Sultanlığı’nın Mogadişu Sultanlığı’ndan daha etkili olduğu görülmektedir. 13. YüzyıldaMogadişu’yu ziyaret eden Faslı denizci İbn Battuta, şehrin tam teşekküllü bir sultanlık yönetimi altında olduğunu ifade etmiş ve şehrin Ajuran Sultanlık ailesinden gelen İmam Ebu Bekir İbn Ömer tarafından idare edildiğini belirtmiştir. İbn Battuta, şehri zengin, geniş boyutlu, güzel binaları ve misafirperverliği ile tanımlamıştır.

Ajuran Sultanlığının İktidarı Süresi

Ajuran Sultanlığı, “The Shaping of Somali Society” gibi tarih kitaplarına göre 10. yüzyılda başladı ve başlangıçta Mogadişu Sultanlığı olarak adlandırıldı. Ancak 13. yüzyılda güçlenerek Ajuran Sultanlığı adını aldı.

Ajuran Sultanlığı’nın var olduğu dönem genellikle “Orta Çağ” olarak anılmakta olupdünyanın diğer bölgelerinde de çeşitli krallıklar mevcuttu. Avrupa’nın hükümdarı olan Portekiz İmparatorluğu ve sınırları Türkiye’nin dışına kadar uzanan otoritesiyle Osmanlı İmparatorluğu, Ajuran Sultanlığı ile olan ittifakı da bu dönemde kayda değerdir. Ajuran Sultanlığıdöneminde, Çin’de de ayrıca bir krallık bulunmaktaydı.

Ajuran Sultanlığı’nın Önemli Noktaları

Ajuran Sultanlığı, İslam’ın yayılmasında ve savunulmasında önemli bir rol oynamasıyla hatırlanır. Sultanlık döneminde Marka bölgesinde doğan Şeyh Hüseyin gibi alimler, şu anda Bali olarak bilinen Sidamo bölgesinde yaşayan Oromo halkını İslam’a dönüştürmeleriyle tanınır. Tarih kitapları ve diğer yazılı kaynaklar, Şeyh Hüseyin’in kabrinin şu anda Etiyopya’nın Oromo bölgesinde bulunduğunu belirtmektedir. Ayrıca, Ajuran Sultanlığı, Mogadişu ve Barawe’ye yönelik Portekiz kolonicilerinin istilasına karşı Somali ülkesini ve hüküm sürdüğü tüm Somali bölgelerini koruma rolüyle bilinir. Portekizliler ile Ajuran Sultanlığı arasında iki önemli savaş gerçekleşmiştir.

Ajuran Sultanlığı ile Portekiz Krallığı arasındaki savaşlar 16. yüzyılda gerçekleşmiştir. Portekizliler, ilk olarak Ajuran Sultanlığı’nın merkezlerinden biri olan Barawe şehrini pusuya düşürmüş, geçici olarak bölgeyi işgal etmiştir. Ancak, krallık ordusunu düzenleyerek ve denizci olan Portekiz komutanı Tristão da Cunha’nın ordusunu bertaraf ederek, bölgeyi geri almıştır.

Ajuran Sultanlığı 17. yüzyılda Oromo halkıyla toprak üzerinde temellendirilen bir savaşa girişti. Ajuran Sultanlığı ile Oromo arasındaki bu çatışma genellikle “Oromo istilası” veya “Oromo genişlemesi” olarak adlandırılır. Tarihçi Randall L. Pouwels, Doğu Afrika’da Kültürel Değişim adlı eserinde (Cultural Change in East Africa), Ajuran İmparatorluğu döneminde birçok kişinin Müslüman olduğunu ve özellikle Afrika Boynuzu’nda yaşayan etnik gruplar arasında bu dinin benimsendiğini belirtmiştir.

Ajuran Sultanlığı, özellikle Shebeelle ve Jubba nehirlerinin su kaynaklarını geliştirmeye odaklanan bir sistem kurmuştur. Bu, iki nehir arasında yaşayan Somali halkına büyük fayda sağlamıştır.

Askeri ve Ekonomik Güç

Ajuran Sultanlığı, Sultanın yönetimi altında, güçlü bir orduya sahipti. Ayrıca, bazı bölgesel valilerin komutasında olan bir ordu da bulunmaktaydı. Sultanlık, sultanlığa bağlılığı olan ve “Mamluk” olarak adlandırılan Somali dışından gelen kişileri işe alırdı; bu bireyler, nehirler boyunca ve kırsal bölgelerde savaşma konusunda eğitilmişlerdi. Ajuran ordusu aynı zamanda Araplar ve Farslar gibi etnik unsurları da içermekteydi. Sultanlık tarafından kullanılan silahlar arasında geleneksel Somali silahları olan kılıçlar, mızraklar, yaylar ve oklar gibi unsurlar bulunmaktaydı. Ayrıca, Osmanlı İmparatorluğu’ndan temin edilen tüfekler ve askeri ittifaklardan elde edilen silahlar da mevcuttu. Sultanlık kuvvetleri, askeri komutan olan ve “İmam” olarak adlandırılan kişiler tarafından yönetilmekteydi.

SultanlığınLiderleri ve Yönetim Yapıları

Ajuran Sultanlığı’nın liderleri arasında, Ajuran Sultanlığı döneminde önemli idarecilerden olan İmam Abubakar İbn Ömer, İmam Ömer ve İmam İsa gibi isimler bulunmaktadır. Bu kişiler, sultanlığın yönetiminde etkili bir rol oynamışlardır. Sultanlık, yönetiminde merkezi bir hukuk kurumu olan “Gareen Evi”ne sahip olmaları nedeniyle, yetkili makamların temsilcileri olarak kabul edilmişlerdir. Tarihçileri şaşırtan bir diğer husus ise, o dönemde sultanlığın kontrolü altındaki bölgelerde yaşayan çeşitli kabileleri içeren bir konsey oluşturmuş olmasıdır. Ajuran Sultanlığı tarihinde öne çıkan kişilerden biri, o dönemde Afrika’dan Çin’e ilk elçi olarak gönderilen Said Muqdishawi’dir. Said Muqdashawi’nin Çince Mandarin dilini akıcı bir şekilde konuşabildiği bilinmektedir. Ayrıca, Ajuran Sultanlığı’nın kraliyet sistemini yaymakta önemli bir rol oynayan Abdiaziz Muqdishawi’nin de adının anılması önemlidir.

Ajuran Sultanlığın Gerilemesinin Sebepleri ve Çöküşü

1982 yılında Somali’nin ABD büyükelçisi olarak görev yapmış olan Robert B. Oakley, Somali’nin tarihinde yalnızca iki kez özgür ve etkili bir şekilde var olduğunu vurgulamıştır. Bunlardan biri Ajuran Sultanlığı’nın hüküm sürdüğü dönem iken diğeri ise Mohamed Siad Barre tarafından yönetilen Devrimci Hükümet dönemidir.

Ajuran Sultanlığının çöküşü birbirine bağlı birçok nedene dayanmaktadır. İlk olarak, Sultanlık liderliğini elinde bulunduran üyeler arasında bir anlaşmazlık olduğu. Ayrıca, Sultanlık içindeki çatışmanın, özellikle de Hiraab topluluğu başta olmak üzere, onun altında yaşayan diğer Somali toplulukları üzerinde bir etkisinin olduğu gerçeği vardı. Sultanlığın karşıtlıkla karşılaşması veya bölünmesinin nedeni, uzun süreli yönetim ve Sultanlığın altında yaşayan insanların bazı liderlerinin sıkı yönetiminden rahatsız olmalarıdır. Sultanlık içindeki çatışmalar tırmandığında, yabancı ülkeler bu durumu körüklemiş ve güçlü Ajuran Sultanlığının devrilmesini sağlamak için bu durumdan yararlanmışlardır.

17. yüzyılın sonlarından itibaren, Ajuran Sultanlığı’nın gücü azalmaya başladı ve sonuç olarak Somali halkının tarihinde önemli bir yer tutan Ajuran Sultanlığı’nın varlığı sona erdi.

Ajuran Sultanlığı Mirası ve Somali’nin Tarihindeki Etkileri

Ajuran Sultanlığı’nın bıraktığı miras, Müslüman Afrika’nın tarihî ve kültürel dokusunda önemli bir yer işgal etmektedir. Bu sultanlık, Somali ve Afrika Boynuzu bölgesinde İslam’ın yayılmasına ve kuvvetlenmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Ajuran Sultanlığı döneminde, bölgede İslam’ın kültürel ve dini değerleri geniş bir kabul görmüş ve bu, Somali toplumu üzerinde derin bir etki yaratmıştır. Ayrıca, sultanlık döneminde gerçekleşen ticaret ve ekonomik faaliyetler, Müslüman Afrika’nın refah düzeyine ve bölgesel ticaret ağlarının gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur. Ajuran Sultanlığı’nın mirası, günümüzde dahi Somali’nin İslamî kimliği ve kültürel zenginliği üzerinde belirgin bir etkiye sahiptir.

Sultanlık, ekonomik açıdan uzak diyarlarla olan ticaret ilişkileriyle bölgeye refah ve zenginlik getirmiştir. Bu ticaret, şehirlerin gelişimine ivme kazandırmış ve İslam kültürünün bölgede yayılmasını sağlamıştır. Ayrıca mimaride etkileyici taş yapılar bırakılmış olup özellikle Shangaani’deki anıt mezarlar ve camiler, Jibla’daki büyük taş cami ve kale, Gondershe’deki tarihi camiler ve anıt mezarlar önemli örnekler arasında yer almaktadır.

Sultanlığın siyasi ve kültürel etkisi, komşu krallıklarla olan ilişkileri sayesinde bölgedeki İslam kültürünün gelişmesine büyük katkılarda bulunmuştur. Ayrıca, dil ve edebiyat alanında Somali dili ve edebiyatının gelişimine de önemli bir destek sunmuştur. Bu miras, Somali’nin ve Doğu Afrika’nın tarihî ve kültürel kimliğinin ayrılmaz bir parçasını oluşturmaktadır. İslam’ın yayılmasında ve bölgenin ekonomik gelişiminde oynadığı rol, önemli bir tarihsel ve kültürel katkıdır. Bu mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması büyük bir önem arz etmektedir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.